Herkese selamlar, Taze taze ayağımdaki Marbel Beach`den kalan tozla ve üzerimdeki denizin tuzu ile hemen size bir şeyler paylaşıp hazırlıklardan tatil sürecine kadar olan süreyi anlatmak istedim. Bizim rotamız önce Thassos sonrasında Kavala, Halkidiki, Selanik ve Dedeağaç olduğu için yazıyı da bu rotaya göre yazacağımı belirtmek isterim.
Önce Hazırlıkla Başlayalım; Öncelikle Yunanistan Schengen üyesi olduğu için vize başvuru yapmanız gerekiyor. Yunanistan vizesi başvurusunu İstanbul ve civarı için Kosmos Vize Hizmetleri, diğer şehirler için de VFS Global Konsolosluk aracı kurumlarından yapabilirsiniz. Bu yüzden başvuracağınız firmaların hangi illerde aracılık yaptığını web sitelerinden öğrenebilirsiniz. İstanbul`dan vize başvurusu yaptığım için Kosmos Vize hizmetlerine başvuru evraklarınızı veriyorsunuz. 320 TL olarak bir vize ücreti var ve nakit alıyorlar. Gitmeden önce online olarak vize formunuzu internetten doldurabiliyor ve sonra çıktısını alabiliyorsunuz. ( Büyük hizmet o ufacık forma sığdırmak için insan deli oluyor). Randevu saatinize 5 dk kala sizi içeri alıyorlar daha öncesinde içeri almıyorlar. Schengen vizeniz sorun olmazsa 5 iş gününde çıkıyor.
Yunanistan`a uçak, otobüs, yada aracınızla gidebilirsiniz. Otobüs olarak Metro Turizm ve Ulusoy 90 TL bilet ücreti ile İstanbul-Kavala yolculuğu yapabilirsiniz. Aracınız ile gidecekseniz Türkiye Turing Merkezinden aracınıza bizdeki zorunlu trafik sigortası gibi Avrupa`da geçerli Yeşil Sigorta yaptırmanız gerekiyor. 15 günlük fiyatı 52 euro. Bu sigortayı gümrükte Türkiye Turing Ofisinde, sigorta firmalarında yada Türkiye Turing Merkezi'nin Maslak ofisinde yaptırabilirsiniz. Sigorta için sizin Türkiye`deki zorunlu trafik sigortanız gerektiğini belirteyim. Otobüs ile giderseniz kesinlikle Thassos, Halkidiki gibi rotalarda araç gerekiyor. Toplu taşıma aracı açıkçası çok göremedim yada denk gelmedi. Otobüs ile gittiğinizde orada araç kiralayabilirsiniz.
Ulaşım; Yunanistan`a otobüs, aracınız yada uçakla gidebilirsiniz. Aracınız ile gidecekseniz İpsala ya da Pazarkule sınır kapılarından geçmeniz gerekmektedir. Bu iki sınırdan İpsala Pazarkule`ye göre daha büyük. İstanbul' dan İpsala yaklaşık 280 km dir. Pazarkule`den giderseniz 70 km daha yol uzuyor. Sınırdan resmi tatil ve gurbetçi dönüşü olmadığında ortalama 30-60 dk arasında geçilebiliyor. Resmi tatil ve uzun tatillerde bu süre 5 saati bulabiliyor. Biz Yunanistan' a girişti 5 saat, Türkiye'ye girişte de 3,5 saat beklemek zorunda kaldık. Yunanistan sınırını geçer geçmez 2 numaralı otobana giriyorsunuz. Hız sınırı 130 km. ve yollar gayet güzel. Hız sınırlarında gitmenizi öneririz çünkü bir kere radar aracını gördük. Cezaların da çok ciddi boyutlarda olduğunu belirteyim. Link üzerinden detayları görebilirsiniz. Bizdeki gibi yol üstünde benzin istasyonları yok bunun için otobandan çıkmanız gerekiyor çıktıktan sonra 1 km içerisinde benzin istasyonları var. Benzin litre fiyatı 1.499 Euro, Dizel ise 1.23 Euro.
1- Thassos Adası
İpsalada`dan sonra Thassos`a geçmek için Kavala'dan ya da Keramoti'den feribota binmeniz gerekiyor. Tavsiyemiz Keramoti'den binmeniz çünkü Keramoti`den 40-45 dk sürüyorken Kavala`dan yaklaşık 2 saat sürüyor. Güncel feribot fiyatlarını link üzerinden görebilirsiniz. Kredi Kartı kabul etmiyorlar belirteyim. Ayrıca limana yaklaştığınızda, yanınıza alacağınız eşyalar veya çocuğunuz varsa önceden hazırlamak faydalı olacaktır çünkü sadece araçla şoför feribota girebiliyor. Diğer yolcuların yaya olarak feribota binmeleri gerekiyor. Thassos'da Limenas adanın en merkezi yeri. Burada aradığınız herşeyi bulmanız mümkün. Biz Limenas'a 5.5 Km uzaklıkta 3 yıldızlı Glikadi Hotel `de kaldık. Önünde ufak bir plajı, arkasında çam ormanı olan ufak bir hotel. Odalar fena değildi, zaten akşam yatmadan yatmaya geldiğimiz için ince ince detaylara takılmadık.
Türkiye`de herkesin söylediği bir efsane var “Abi Yunanistan Çok Ucuz Yawwww”. Aslında Euro'yu TL olarak çevirmez ve orada yaşayan bir insan gibi düşünürseniz gerçekten çok ucuz. Ama bizim kur ile çarparsanız bazen yahu sanki aynı fiyat mı ne gibi düşünceye gelebilirsiniz. 6 gece 7 günlük Yunanistan gezimiz de akşam yemeklerinde içkisi, yemeği, mezesi ortalama 25 Euro civarında tuttu. Restaurantlarda garsonlar az çok Türkçe biliyor ve birçok mekanda menülerde Türkçe de yazıyor. Yerel içkileri olan Ouzo bizdeki gibi değil 200ml olarak veriyorlar. Ouzo Orta ve Sert olmak üzere iki çeşidi var. Sert olanda alkol oranı %46. Genel bilgilendirmeden sonra gidebileceğiniz Plaj ve Restaurantlarıda aşağıda paylaşacağım. Bunlar benim gittiğim ve memnun kaldığım yerler ama tabiki daha birçok koy ve plaj bulunuyor.
Plajlar
La Scala Beach Bar: Limenas`a 4,5 km uzaklıkta kaliteli ve şık bir beach club. Herhangi bir giriş ücreti yok. Şezlong ve Şemsiye için minimum kişi başı 3 Euroluk birşey yiyip içtiğinizde başka bir ücret talep etmiyorlar. Mekan şık ve kaliteli, kum plaj ve denizi de gayet güzel. Fiyatlar ½ lt su 0,5 Euro, Bira 4 Euro, Hamburger 8 Euro civarlarında Google Maps Linki: https://goo.gl/maps/MadyvNPmkXK2
Marble (Mermer) Beach ve Porto Vathy Beach: Buranın harika turkuaz rengi suyunun sebebi arka tepede yer alan mermer ocaklarından gelen toz ve taşlar. Marble Beach ufak bir yer ve ufak olduğu için çok kalabalık. Erken saatte gitmezseniz burada yer bulmanız imkansız. Ancak buraya 2 dk uzaklıkta Porto Vathy Beach var. Burası hem daha büyük, hem de sosyal tesislerin daha iyi olduğu bir beach club. Fiyatlar La Scala`ya göre biraz daha ucuz. Yine aynı şekilde bir şeyler yer, içerseniz şezlong ve şemsiyeye para istemiyorlar. Bu iki plajın şöyle bir handikapı var, yolları çok kötü. Tamamen toprak bir yoldan 4,5 km gidiyorsunuz eğer araba alçak ve araç doluysa biraz zorlu bir yolculuk olacaktır. Google Maps Linki: https://goo.gl/maps/vNyYmT5mVUL2
Makryammos Beach: Burası Makriamos Bungalows isimli bir hotele ait bir plaj. Kumu incecik ve deniz hem sığ hemde dibi kum olan bir plaj. Buranın girişi özel mülk olduğu için kişi başı 3 Euro ücretli. Ayrıca şezlong ve şemsiye için 8 Euro alıyorlar. İçeride geyik, ceylan gibi hayvanların olduğu ufak bir hayvanat bahçesi bulunuyor. Buraya gitmek istiyorsanız yine erken saatte gitmekte fayda var biraz kalabalık olabiliyor. Google Maps Linki: https://goo.gl/maps/SFbSYqPsUz22
Tarsanas Beach: Burasıda La Scala yolu üzerinde merkeze en yakın plaj. Plaj çok sakin ve plajın hemen yanındaki tavernada rahatça yemek yiyebilirsiniz. İncecik kum sahilin keyfini çıkarıp, denize girip, gözlük şinorkel ile dipteki balıkları izleyebilirsiniz. Buraya giriş için de bir ücret istemiyorlar. 3-4 euro luk birşeyler yiyip içmeniz halinde şezlong ve şemsiye için ücret talep etmiyorlar.
Google Maps Linki: https://goo.gl/maps/9sULdRQcWgv
Golden Beach: Burası yanyana bir sürü plajın olduğu bir bölge. Merkeze yarım saat uzaklıkta. Burada zamanımız olmadığı için denize girmedik ancak bize öneren çok arkadaşımız vardı. Google Maps Linki: https://goo.gl/maps/JmfdRDGXzMU2
Thassos`da eğer daha uzun kalıyorsanız Giola (Zeus`un Gözü), Aliki gibi bölgelerde de denize girmenizi öneririm.
Yeme ve İçme
Thassos adasında herkesin ilk aklına gelen şeydir balık yemek ama etlerinin de bir o kadar güzel olduğunuz belirtmem gerek. Ortalama iki kişilik karışık ızgara tabağı 15 euro civarlarında. Yine sizlere fikir olması açısından gittiğimiz ve yemeklerini beğendiğimiz mekanlar yazıyoruz.
Mouses Restaurant: Balık ve et seçeneklerinin lezzetli ve porsiyonların büyük olduğu, 2 kişinin ortalama 25-30 euro içki dahil hesap ödeyebileceği güzel bir restaurant. Burada kalamar bizdeki gibi değil biraz daha sert oluyor. Greek Salata ismini verdikleri bizim çoban salatada kullanılan domates falan çok lezzetli. Burada bir akşam yemek yemenizi kesinlikle öneririm.
Masabuka Restaurant: Sadece et ürünlerinin olduğu bir restaurant. Burada karışık ızgara tabağı var ve 4 kişi için fazla fazla yetiyor. İçerisinde 6 tavuk şiş, 6 dana sosis, 6 Köfte, 6 Domuz Şiş var ama biz domuz istemediğimiz için onun yerine 6 köfte daha verdiler. Fiyatı 29 Euro.
Drosia Restaurant (Panagia Köyü): Burada oğlak eti yiyebilirsiniz. Oğlak çevirme gayet güzel ama biraz yağlı bir et. 1 kg oğlak eti ve patates kızartması 27 euro. 4 kişi için rahatça yetiyor.
Karnagio Bar: Akşam yemeği sonrası bir şeyler içebileceğiniz yada gün batımının tüm güzelliğini izleyebileceğiniz harika bir ortam. Ambians inanılmaz güzel, bir akşam kesinlikle gidip bir şeyler içmenizi öneririm. Arabayla barın önüne kadar gidebiliyorsunuz.
Alexandra`s Restaurant: Karnagio Bar`a giderken sağ tarafta göreceksiniz. Yemeklerde porsiyonları az ama yemekler fena değil. Her akşam Yunan Müziği yapıyorlar. Burada eğlenceli zaman geçirebilirsiniz. Sadece meze ve Ouzo ile müzik dinlemek keyifli olacaktır.
Panagia Köyü
Burası turistik bir yunan köyü. Golden Beach bölgesine giderken içinden geçtiğiniz bir köy burada aracınızı otoparka bırakıp sokaklarda gezmenizi kesinlikle öneririm.
2- Kavala Thassos`dan feribotla Keramoti`ye geçtikten sonra Kavala`ya doğru yola çıktık. Kavala`ya çevreyolu veya normal yoldan gidebilirsiniz. Biz feribottan çıktıktan sonra tabelaları takip edince çevreyoluna çıkmadan normal yoldan Kavala`ya vardık. Kavala tarih olarak Osmanlı İmparatorluğu`nda önemli yere sahip bir şehir. Kanuni Sultan Süleyman`ın yaptırdığı Su Kemeri, Kavalalı Mehmet Ali Paşa`nın yaptırdığı imaret, Bizans Kalesi, sahili ve Meşhur Kavala Kurabiyesi ile gidilip görülmesi gereken bir yer. Kavala`da Liman tarafında otopark bulunmakta ve 6 saate kadar 2 euro ya aracı bırakabilir ve sonrasında şehri yürüyerek gezebilirsiniz. Burada Kaleye doğru eski Osmanlı evlerini gezebilirsiniz fakat çok fazla yokuş iniş ve çıkış olduğu için yorucu olabilir. Kurabiye alıp biraz sokaklarda gezmenizi öneririz.
3- Halkidiki Deniz tatilimizin ikinci etabı başlıyordu. Kavala'dan Halkidiki`ye doğru yola çıktık. Çevre yolunu kullanarak devam ediyoruz. Bir de Selanik üzerinden çevreyolunu takip ederek gidebileceğiniz bir yol var.
Soldaki yol çok fazla iniş ve çıkışın olduğu dağ tepe tırmandığınız köylerden geçtiğiniz ama yolların güzel olduğu fakat yakıt sarfiyatının çok olduğu bir güzergahtır.
İkinci yol ise çevreyolunu takip ettiğiniz için yakıt sarfiyatının daha az olacağını ama 70 km fazla yol gittiğiniz bir güzergahtır. Tabiki çevreyolu olduğu için yollar çok daha iyi. Karar tamamen size kalmış.
Halkidiki`de booking.com üzerinden ev kiraladık. Halkidiki 3 adet yarımadadan oluşan bir bölge ve kırmızı daire içerisindeki alan kutsal bir bölge. Burası özel izinle günde 100 erkeğin girebildiği kadınların girişinin yasak olduğu kutsal bir bölge. O yüzden biz diğer iki yarımada da gezeceğiz.
Halkidiki`de dikkat etmeniz gereken önemli nokta haritada yakın görünen yerlerin aslında yolların çok kıvrımlı ve iniş çıkışlı olmasından dolayı uzun sürdüğüdür. Biz iki yarımadanın ortasında kalmamıza rağmen ortalama 30-45 dk arasında yol gitmek zorunda kaldık. Ayrıca bu yollarda gece ışıklandırması olmadığı için gece araç kullanmanın tehlikeli olduğunu belirtmek isterim. Halkidiki`de gerekli detaylardan sonra gelelim nerelerde denize gireceğimize. Şimdi kaldığımız ev sahibi orada yaşayan biri olduğu için bize ortadaki yarımadayı önerdi. Buradaki plajların çok güzel olduğunu ve çok daha bakir olduğunu belirtti. Bize her iki yarımadayı komple gezmemiz için de 10 gün gerektiğini belirtti. Ama gitmemizi önerdiği en iyi plajları şöyle sıraladı;
Vourvourou Bölgesi (Karydi Beach): Burada çok fazla tesis ve hotel yer almaktadır. Denizi cam gibi diyebilirim. Bizim gittiğimiz Karydi Beach halk plajı ve burada şezlong, şemsiye, duş yok. Ağaçların altında havlunuzu serip denizin tadını çıkraıyorsunuz. Duş olmaması büyük sıkıntı denizden sonra tuz üzerinizde kuruyor. Biz burada öğlene kadar durup sonra başka plajlara doğru yola çıktık.
Orange Beach: Burası aynı yarımada da daha güneyde ufak bir plaj. Şemsiye, şezlong var fakat duş ve wifi yok. Mekan ufak olduğu için erken gittiğinizde yer bulabilirsiniz. Geç saatlerde yer bulamayacağınızı belirteyim. Toprak bir yoldan giriyor ve oradaki alana aracınızı bırakıyorsunuz. Burada yer olmadığı için denize giremedik ama deniz çok güzel görünüyordu.
Rodia Beach: Toprak bir dağ yolundan aşağıya doğru iniyorsunuz. Yolu toprak olmasına rağmen düzgün. Güzel ve sakin ağaçların gölgesinde güzel bir beach club. Denizi cam gibi ve balıklarla yüzüyorsunuz. Giriş ücreti yine yok sadece yediğinizi ve içtiğinizi ödüyorsunuz. Ben burada acıktığım için Margaritha yedim. Gayet lezzetli bol peynirli ve incecik bir pizzaydı. Sakin ve kafa dinlemek için harika bir yer. Buralarda kesin yanınızda şnorkel olsun harika şeyler göreceğinizden emin olabilirsiniz.
Mango Beach Bar: Aynı yarımadanın diğer tarafında yer alan Nikiti`ye yakın bir beach club. Burası oradaki bir hotele ait olduğu için giriş ücreti talep ediyorlar. Denizi yine harika ve duş, wifi, şezlong ve şemsiye bulunuyor.
Akşam yemeğinden sonra gezmek için biraz araştırdığımızda Neo Moudania ve Afytos gibi kasabaları öğrendik. Neo Moudania ufak bir sahil kasabası. Sahilde restaurantların olduğu, Akçay`a benzeyen güzel bir kasaba. Buraya geç gittiğimiz için birçok yer kapanmak üzereydi. O yüzden çok fazla bir yer göremedik ama genel itibariyle akşam gidilip gezilebilecek bir yer. Afytos için ise Alaçatı`nın orijinal hali diyebiliriz. Birbirinden güzel cafe, resturant ve barların yer aldığı, taş evlerin oluşturduğu harika sokaklar, sokaklardaki hediyelik eşya satan dükkanları ile çok keyifli bir yer. Türk vatandaşlarımızın yoğun olarak geldiği bir yer. Bir akşamınızı buraya kesinlikle ayırmanızı öneririm.
Yeme ve İçme
Açıkcası çok fazla nerede ne yenir fikrimiz olmadığı için yardımımıza Foursquare yetişti. En çok yorum alan ve puanı yüksek mekanları aradık.
Mouragio isimli tavernada yemek yedik. Burada Codfish isimli bir balık ve biftek yedik. Codfish Yunanlıların Paskalya döneminde çıkan ve oraya özgü bir balığıymış. Gerçekten çok lezzetliydi. Aslında bir nevi Fish&Cips gibi bir şey diyebiliriz. Fiyatlar gayet makul 8 euro ya Codfish ve 10 euro ya dana biftek yiyebilirsiniz. Ayrıca mekan asmaların altında çok hoş bir yer ve işletmecisinin tüm misafirlerle tek tek ilgilenip, sohbet ediyor olması bizden ayrıca artı puan aldı.
Oceanides Seafood; son akşam Alaçatı`nın orijinal hali olan Afytos`a gittik. Burada aslında arkadaşlarımızın önerisi üzerine Thea Thalassa`ya gidecektik fakat yer olmadığı için yine aynı yerin yanında yer alan Oceanides Seafood Restaurant`ına gittik. Burada tüm yiyecekler deniz mahsüllerinden oluşuyor. Hergün balık yemeyelim diyerek somonlu penne ve deniz mahsullü risotto istedik. Şunu itiraf edelim ikisi de mükemmeldi.
3- Selanik
Halkidiki`ye ertesi gün veda edip Selanik`e doğru yola çıktık. Halkidiki-Selanik arası 70 km civarında ve çevreyolu üzerinden gittiğiniz için kolay bir yol diyebilirim. Burada büyük önder Mustafa Kemal Atatürk`ün doğduğu ve çocukluğunun geçtiği evi ziyaret ettik. Ev Türk Elçiliğinin yanında yer almaktadır. Burada otopark sıkıntısı olduğu için arabanızı yakınlardaki bir otoparka bırakıp yürüyerek gitmenizi öneririm. Evi gezerken gerçekten çok duygusal anlar yaşadığınızı belirtmek isterim.
Atamızın evini ziyaret ettikten sonra Beyaz Kule`ye doğru yürümeye başladık. Ortalama 15 dk bir yol yürüyerek sahile iniyorsunuz. İzmir Kordon gibi sahili kafe ve restaurantları ile çok güzel görünen bir şehir Selanik. Burayıda hızlandırılmış bir turla gezerek yola çıkmak zorundaydık.
4- Dedeağaç
Son olarak Alexandrapolis ( Dedeağaç) a gittik. Sahil boyunca yürüyüş yapıp, bir kahve ve yemek molası verdik. Deniz Fenerinin etrafında biraz yürüyüp birkaç fotoğraf çektikten sonra İpsala sınıra doğru yola çıktık. Zaten İpsala sınır kapısına 45 km mesafede bir yer.
Comments